Sanat ve yaşamı harmanlayan Hınkal&Art, katılımcılarına kolektif bir deneyim vaat eder. Rirkrit Tiravanija’nın performatif sanat anlayışından esinlenen bu etkinlik, katılımcıları yalnızca sanatla değil, birbirleriyle de derin bir bağ kurmaya davet eder. Yemek pişirme eylemi bir sanat pratiği olarak yeniden yorumlanır ve katılımcıları geleneksel tatların ve paylaşılan anıların bir araya geldiği sıcak bir atmosferde buluşturur.
Performans, sanatçının doğduğu coğrafyanın kültürel dokusunu yansıtan hınkalın hazırlanışına odaklanır. Yemek pişirme süreci kişisel bir ritüel olmaktan çıkar ve kolektif bir katılıma, diyalog ortamına dönüşür. Performans sırasında yayılan kokular, izleyenlere tanıdık ve nostaljik bir bağ kurar. Yemeğin ikramıyla birlikte ortaya çıkan hikâyeler, bireysel geçmişlerin kolektif bir hafızaya nasıl dönüştüğünü gözler önüne serer.
Hınkal&Art, yemeğin toplumsal ve kültürel bağlamlarını keşfe çıkar ve bireysel anıların paylaşımını teşvik eder. Yemek masasında bir araya gelen katılımcılar, çocukluk anılarından yemek kültürüne, geleneklerden yeni tatlara uzanan zengin bir sohbet ortamına dahil olur. Bu etkileşim, sanatın sadece izlenecek bir nesne değil, yaşanacak bir deneyim olduğunu vurgular.
Performans, sanatın gündelik hayatı nasıl dönüştürdüğünü gösterir ve bir arada olmanın, paylaşmanın anlamını yeniden düşündürür. Hazırlanan yemek kadar, paylaşılan hikâyeler ve kurulan bağlar da bu deneyimin bir parçası olur. Hınkal&Art, geçmişin lezzetlerini günümüze taşırken yeni anılar ve diyaloglar inşa eder.
Sanatın dönüştürücü gücü, lezzet ve diyalogla buluşarak izleyicilere yalnızca bir sanat deneyimi değil, bir buluşma alanı sunar. Geleneksel tariflerle yeniden keşfedilen bu paylaşım anı, geçmişten geleceğe uzanan bir yolculuğun kapısını aralar.